Günlük yaşamımızda beslenme, sağlık ve endüstri alanlarında sıkça kullanılan amino asitlerden biri olan sistein, sahip olduğu pek çok özellikle dikkat çeker (1). Bu yazımızda, sisteinin ne olduğunu, kullanım alanlarını, potansiyel etkilerini ve sistein içeren besinleri ele alacağız. Ayrıca sistin ve sistein arasındaki farkları da açıklayacağız.
Sistein çeşitli fizyolojik süreçlerde yer alan, kükürt içeren yarı-esansiyel bir amino asittir. Glutatyon, taurin ve hidrojen sülfür gibi biyomoleküllerin oluşumunda yer aldığı bilinmektedir. Sistein, genellikle L-sistein formunda bulunur. Bu iki terim aslında aynı bileşiği ifade eder, ancak "L" ibaresi, amino asidin biyolojik olarak aktif olan doğal formunu belirtir (1).
Sistein, proteinlerin yapısal stabilitesinde, hücre içi dengelerin korunmasında ve çeşitli metabolik süreçlerde rol oynar. Ayrıca enerji üretimi ve hücreler arasında bilgi iletimi gibi metabolik süreçlerle de bağlantılıdır (2).
Sistein, genellikle protein bakımından zengin gıdalardan alınabilir. Ayrıca gıda takviyesi olarak da kullanılabilir. Takviyeler, özellikle beslenmesinde bu amino asidi yeterince alamayan bireyler veya bitkisel diyet uygulayanlar için uygun olabilir. Sistein içeren takviyeler genellikle kapsül, tablet veya toz formunda bulunur. Ancak takviye kullanmadan önce bir sağlık uzmanına danışmak önemlidir (3).
Hücre Sağlığı ile İlişkilendirilir: Glutatyon gibi önemli moleküllerin oluşumunda yer aldığı bilinmektedir.
Protein Yapısına Katkı Sağlayabilir: Proteinlerin yapısal bütünlüğünü destekleyebilen bir amino asittir.
Hücre İçi Dengeye Katkı Sunabilir: Hücre içindeki biyokimyasal süreçlerin düzenlenmesinde rol oynadığı belirtilmektedir.
Metabolik Süreçlerle Bağlantılıdır: Vücudun enerji üretimi ve diğer metabolik yollarında önemli bir yere sahiptir (1,4,5).
Sisteinin vücutta dengeli bir şekilde bulunması önemlidir. Aşırı tüketiminin, sindirim sistemi üzerinde rahatsızlıklara veya vücudun bazı mekanizmalarında istenmeyen etkilere yol açabileceği düşünülmektedir. Bu nedenle, alınan miktarın kontrollü olması önerilir (5).
L-Cysteine, keratin adı verilen yapısal proteinin temel bileşenlerinden biridir. Saç tellerinin doğal yapısında yer alan keratinin oluşumunda rol oynadığı bilinmektedir. Ayrıca, bu amino asidin saçın esnekliği ve dayanıklılığı ile ilişkilendirilen özelliklere katkıda bulunduğu düşünülmektedir. Saçın güçlü bir yapıya sahip olabilmesi için keratin üretim sürecindeki destekleyici işlevleri ile dikkat çeker (6).
L-sistein, keratin üretiminde rol oynayan bir amino asit olduğundan, cilt sağlığıyla ilgili süreçlerde de yer alabileceği düşünülmektedir. Keratin, cilt, saç ve tırnakların yapısında bulunan önemli bir proteindir. L-sistein, bu yapıların dayanıklılığını destekleyebilir. Ancak, L-sisteinin cilt sağlığını ne kadar etkili bir şekilde desteklediğine dair daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir (7).
Sistein içeren besinler arasında şunlar yer alır:
Tavuk, yumurta, süt ürünleri
Kuru yemişler ve tohumlar
Baklagiller ve tahıllar
Brokoli ve Brüksel lahanası gibi sebzeler (8)
Farklı unlar ve tahıllar üzerinde yapılan bazı araştırmalara göre, sistein içeriği tahıl türlerine göre değişiklik gösterir.
Buğday unu: Buğday ununda, özellikle glütenin (buğdayda bulunan proteinlerin bir türü) sentezinde önemli bir yer tutan sistein bulunmaktadır. Bu amino asit, glütenin yapısındaki disülfit bağlarını oluşturur ve ekmek yapımında önemli rol oynar
Mısır unu: Mısırda, buğdaya göre daha düşük miktarda olsa da, cysteine amino asidinin yer aldığı araştırmalar mevcuttur. Ancak mısırda sistein içeriği, buğday ununa kıyasla daha düşüktür.
Arpa unu: Arpa da sistein içeren bir tahıldır, fakat içerdiği miktar, buğday gibi yüksek oranda glüten içeren unlarla karşılaştırıldığında daha düşüktür (9).
Sonuç olarak, sistein içeriği en yüksek olarak buğday ununda bulunmakta, mısır ve arpa ununda ise daha düşük seviyelerde yer almaktadır (9).
Sistin ve sistein arasındaki fark, kimyasal yapılarından kaynaklanır. Sistein, tek bir amino asittir,, sistin ise iki sistein molekülünün disülfit bağlarıyla birleşerek oluşturduğu bir bileşiktir. Bu bağlar, proteinlerin stabilitesine katkıda bulunarak, özellikle keratin gibi yapısal proteinlerde rol oynar. Sistin, yapısal olarak daha karmaşıktır ve proteinlerin düzgün bir şekilde katlanmasında rol alabilir (10).
Sistein, gıda, ilaç, kozmetik ve endüstriyel üretim alanlarında çeşitli uygulamalarda kullanılabilir. Örneğin, gıda işleme süreçlerinde ve bazı kozmetik formülasyonlarında yer alabilir. Ayrıca, ilaç ve endüstriyel üretim süreçlerinde de kullanılabilir (11).
L-Sistein, genellikle metionin adlı amino asidin bir türevi olarak vücutta sentezlenir. Gıda takviyelerinde ise L-sistein, çoğunlukla hayvansal kaynaklardan (örneğin tavuk ve yumurta) veya bitkisel kaynaklardan elde edilen serin ve kükürt bileşenlerinin işlenmesiyle üretilir (12).
L-sistein, vücutta glutatyon gibi antioksidanların üretiminde yer alabildiği için egzersiz sırasında oluşan oksidatif stresi azaltmaya da katkıda bulunabileceği düşünülmektedir. Bu durumun, özellikle yoğun egzersizler yapan kişilerde toparlanma sürecine yardımcı olabileceği öne sürülmektedir. Ancak L-sisteinin doğrudan egzersiz performansını iyileştirme üzerindeki etkileri konusunda daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir (13,14)
İlginizi Çekebilir: Esansiyel Amino Asitler Nelerdir? Etkileri Üzerine Tüm Araştırmalar