Kefir, tıpkı ayran gibi bir çeşit yoğurt içeceğine benzeyen fermente edilmiş bir kültür ürünüdür. Tıpkı ekmek gibi maya içermektedir. Ayrıca kefir, yoğurt gibi süt proteini ve faydalı bakterileri de içerir. Bu karışım kefire mayhoş tadını verir. Kefir yapımı sırasında bazı kişiler süt ürünlerini kullanmak istemedikleri için hindistan cevizi sütü, keçi sütü, pirinç sütü ya da hindistan cevizi suyu da kullanmaktadır.
Kefir, süt ürünleri gibi laktoz içermemektedir. Dolayısı ile laktaz enzimi üretemeyen ve laktoz intoleransı olan kişiler tarafından kolayca tüketilebilmektedir.
Kefir, özellikle yabancılar tarafından sıklıkla yoğurt ile karıştırılmaktadır. Ancak bu iki gıda birbiri ile ortak noktalara sahip olsa bile oldukça farklıdır. İkisi de mayhoş bir tada sahiptir. İkisi de protein, kalsiyum, B vitaminleri, potasyum ve probiyotik içerirler. Ancak kefir; yoğurda oranla çok daha fazla yağ, probiyotik ve protein içerir. Yapısı yoğurda göre daha sıvı haldedir ve kolaylıkla içilir.
Kefir yapımı yoğurt yapımından farklıdır: Kefir, oda sıcaklığında fermente edilerek yapılır ancak yoğurt ilk olarak kaynatılır daha sonra soğuyup mayalanması için bekletilir. Kefir, sindirim sistemi sağlığı açısından faydalı probiyotiklerden bol miktarda bulundurmaktadır ve birçok dahiliye doktoru da gerekli gördükleri zaman hastalarına kefir içmeyi önermektedir.
Çoğunlukla inek sütünün fermente edilmesi ile elde edilen kefir 175 ml’sinde (1):
Kefirin içerisindeki yağ ve karbonhidrat besinlerinin değişme sebebi, kefirin üretildiği sütün cinsi ile ilişkilidir.
Süte kefir mayası taneleri eklenir. Yaklaşık 24 saat içerisinde mikroorganizmalar çoğalarak süt şekerini mayalar ve sütü kefire çevirir. İçerisindeki maya taneleri kefir içerisinden alınarak tekrar mayalama işleminde kullanılabilir. Kefirin kıvamı yoğurda göre ince ve içilebilirdir, ancak tadı yoğurda benzer.
Kefir, sindirim için fayda sağlayan mikroorganizmalar içermektedir (2). Yoğurttan daha fazla probiyotik içeren kefir, 61 çeşit bakteri ve maya içerir. Bu çeşitlilik kefirin üretimine göre değişebilmektedir (3).
Kefir antibakteriyel bir üründür. Kefir içerisinde Lactobacillus kefiri adı verilen bir probiyotik bulunmaktadır. Bu bakteri üzerinde yapılan çalışmalar, bakterinin E. Coli, Salmonella ve Helicobacter Pylori gibi zararlı bakterilerin gelişimini engelleyebileceğini göstermektedir (4).
Kemik sağlığı ve osteoporoz riski açısından kefirin olumlu etkilere sahip olduğu düşünülmektedir. Osteoporoz özellikle batı ülkelerinde bulunan ve kadınlarda daha sık görülen bir kemik hastalığıdır. Kefir, içerisinde bulunan kalsiyum ile kemik sağlığının iyileşmesi açısından önemli bir besindir. Kalsiyumun kemiklerde osteoporoz gelişimini yavaşlatabileceği düşünülmektedir (5). Tam yağlı kefir ayrıca K2 vitamini içerir. Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar da kefirin kalsiyum alımını artırdığını gösterir.
Kefir gibi probiyotik ürünler, bağırsak florasında bulunan yararlı bakterilerin oluşturulmasına yardımcı olabilir. Böylelikle probiyotiklerin ve probiyotik içeren yiyeceklerin sindirim rahatsızlıklarını hafifletebileceğini gösteren birçok çalışma bulunmaktadır (6). Bu sorunlara huzursuz bağırsak sendromu, H. pylori bakterisinin oluşturduğu ülser iltihaplanmaları ve daha fazlası dahildir.
Kefir laktoz içermeyen bir üründür. Birçok süt ürünü süt şekeri olarak da bilinen doğal laktoz içerir. Bazı kişiler laktoza karşı intoleransa sahiptirler. Bu kişiler, laktaz enzimi üretemedikleri için laktozu parçalayamazlar ve bu durum kalın bağırsakta laktozun bakteriler ile etkileşime girerek birtakım sindirim problemleri yaratmasına sebep olur. Kefir ve yoğurt gibi fermente süt ürünleri laktik asit bakterileri içerir ve bu bakteriler vücuttaki laktozu parçalayabilirler. Dolayısı ile kefir, laktoz intoleransı olan bireylerin bu rahatsızlığa bağlı problemleri geliştirmelerine engel olabilir. Kefir, laktoz intoleransı olan kişilerde süte oranla çok daha kolay tolere edilebilir (7).
Kefir, isterseniz meyveli yoğurt gibi içerisine meyveler katarak zenginleştirip tüketebileceğiniz ferah, besleyici bir gıdadır. Evde kefir yapmak için 1-2 yemek kaşığı (14-28 gr) kefir tanesini bir kavanoza koyun. Bu kefir tanelerini ne kadar çok kullanırsanız o kadar çok kültürlenip artacaklardır. Kavanoza 1 litre süt ekleyin. Sütü organik ya da çiğ kullanabilirsiniz. Kavanozun kapağını kapatın ve 12-36 saat arasında oda sıcaklığında bekletin. Kefir topaklaşmaya başladıktan sonra içerisindeki tanecikleri süzüp kefiri içebilirsiniz.
Kefir, 12 haftaya kadar alındığında çoğu yetişkin için genellikle güvenlidir. Özellikle ilk tüketilmeye başlandığında şişkinlik, mide bulantısı, bağırsak krampları ve kabızlık gibi yan etkilere neden olabilir. Bu yan etkiler genellikle sürekli kullanımla ortadan kalkar.
Günde yaklaşık 200-300 ml taze süt kefiri (1 su bardağı) içilmesi tavsiye edilir. Su kefiri ise 350 ml yani yaklaşık 1,5 su bardağı kadar tüketilebilir.
Kefir için ideal süt sıcaklıği 22 ile 25 derece arasındadır. Kefir taneleri sütü 20-29 derece arasında iyi bir şekilde fermente edebilir.
Günün ilk öğünü olan kahvaltıda kefir içilebilir. Kahvaltıda kefir tüketmek gün boyu sindirim sisteminizin daha iyi çalışmasına yardımcı olabilir.
Kefirin böbrek taşına iyi geldiği hakkında kanıtlanmış bir araştırma bulunmamaktadır.
Not: Herhangi bir sağlık sorununuz var ise gıda takviyelerini kullanmadan önce doktorunuza danışmanızı tavsiye ederiz.
Tansu Tuğcu
Uzman Diyetisten